30 Aralık 2009 Çarşamba

icmal






az gittik uz gittik
kapılar açtık - kapattık ,
ardımıza bıraktık

görünmez duvarlar oldu
sımsıcak dostluklar doğdu
saf ruhlar yoldaş oldu
Pir gölümüze dokundu ...




28 Aralık 2009 Pazartesi

Anlamak üzere...




Ham, pişkinin halinden anlamaz,
öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselam.
Mevlana

24 Aralık 2009 Perşembe

yıldızları saklamak




bir çocuk sabırsızlığı ile
gökyüzüne uzanmak
ve çabucak heybeye saklamak
yıldızları

22 Aralık 2009 Salı

an?




olmak mı demek
durmak mı demek
beklemek mi demek
ölmek mi demek
an ?

21 Aralık 2009 Pazartesi

Yolda olan




Hayalin peşinde bir yolculuk
Ufukta mı yoksa mutluluk

Hayat içinde izlerin peşinde
Uzak mı çok ırak illerde saklı

Hatalar binbir tövbe ile yeniden yapılan
Ufak ufak içimizi kemiren

Hak yolunda olan
Uzaklaşmaz kendi olandan

10 Aralık 2009 Perşembe

bak yukarıya






an gelir çok ama çok derinlere düşersin
kaldır başını ve güneş'e döneceksin
unutma sen kendini bırakmadıkça
yanlız kalmayacaksın

2 Aralık 2009 Çarşamba

Dur biraz






A benim can kardeşim
Biliyorum yüreğin çok ama çok yorgun
ve yürünecek daha nice yollar var
yüzleşilecek daha nice yüzler var

yüzler , kırklar , elliler ...
hepsi ayrı bir dert , ayrı bir gam
lakin zamanı gelecek hepsini birer birer
biraz soluklanmak gerek

dur bir nefes al
ve dinle kendini
sadece kendini
ve yol göstereek yüreğin sana

ne yöne gidilecek
ve hangi yollar aşılacak diye ...




Bir an daha




Yıllar öncesinden gelen bir sefarad ezgisi
Söz oluyor yolumuza
Dile geliyor sessizlik
Gün biterken ve bulutları uğurlarken

Bir kare daha ekleniyor zihmine
Tatlı bir tebessümle.

1 Aralık 2009 Salı




Öyle bir hava var ki etrafta
Ne kadar kalabalık olursa olsun etrafın
Bir başınasın yine ...
Yolda olmak , yol olmak , yolu bitirmek


Yoldaş olursun hep kendine
yoktur bir başkası
senden ayrı ...

24 Kasım 2009 Salı

İki kardeş




Barışın ve kardeşliğin diyarında
biri bir sevda düşünür ,
bir diğeri de taş bir oda düşünmekte
an gelir her ikisi de kapatır gözlerini
ve inci taneleri süzülür
ölümsüzlük ovasına...

bir birini hiç o ana kadar hiç tanımamış
kardeşler derin bir nefes alır
ve yaradana şükür ederler

Yoldaşlar


Dersaadet'in koşulsuz ev sahipleri
Sabah selam ederler ;
Bir kıtadan bir diğerine göç edenlere

17 Kasım 2009 Salı

Ömre Bedel



Kırk yıl hatırı var derler ya bir kahvenin
işte böyle bir şey
bir gönül'ün bir başka gönül'e dokunması ile
bir ömre bedel ...

11 Kasım 2009 Çarşamba

Bereket




Bereket düşüyor Dersaadet üzerine
Kalpler ferahlıyor
ve suretler aydınlanıyor.


Doğu'ya dön yüzünü
Nur 'a ...
Biliyorum derya ile bütün olan dalga
yeniden şah'a kalkacak
Bereketlenecek yine hayat ağaçı.


Kalbimdeki tüm dost ruhlara
Selametle sevigili kardeşlerim

Yönünüz hep ufuk olsun.

7 Kasım 2009 Cumartesi

Selametle Kardeşim.





Her yüreğe açık bir hanedeyiz
Tertemiz bir bakış
Ve açılan bir pencere
Bakmayın siz kapını kapalı göründüğüne
Gören bir göziçin tüm kapılar ardına kadar açık


Suyun öte yanından uçup gelmiş
Demir atlara binmiş ,yola koyulmuş
Yollarımız kesiliveriyor bir akşam vakti
Selam edip paylaşıyoruz zamanı
Uzun süredir sus olmuş
Sus olanı ses ediyoruz


Yanıbaşımda beliriveren "Pi" gibi
Yola devam ediyoruz


Çöllerdeyiz , Mahzenlerdeyiz , Sınırlardayız
Güneşi selamlıyoruz son anlarında
Mahsun kalmasın diye


Bir sevda için inci taneleri döküyoruz
Vadilerde tepelere çıkıyoruz
Sema'yı seyre dalıyoruz saman yolunda yıldız olup


Uzanıp pencereden yüreğime dokunuyor...
Bir sabah vakti demir bir kuş içinde,
Bir inci tanesi döküyorum


Selametle Kardeşim.

2 Kasım 2009 Pazartesi

Dön kendine




Dön kendine
arama hiç boşuna koca devranda
biliyorsun ki herşey sende başlar ve sende biter.

22 Ekim 2009 Perşembe

sızı...




günün sonundan çıka geldi birden bire
gecenin habercisi gibi adeta
kısa bir an göz göze geldik
yönünü değiştirdi...
.....

benim ise içim sızladı
eski bir yaradan kan aktı...
gece'ye doğru devam ettim.

19 Ekim 2009 Pazartesi

Dostluğa dair ...




bazen uzun bir süreç alır
bir çiçeğin tekrar açması için ...

13 Ekim 2009 Salı

Cenaze için güzel bir gün






hatırlatı yine hayat kendini karanlık yanı ile
eğildi ve fısıldadı kulağıma
buradayın diye

Hani yıllar önce bir saniye'den kısa bir süre içinde
olduğu gibi...
rab aldı bir sevdiği kulunu yine yanına

gülümsedim ara ara
ağlamaklı oldum ara ara ...

hava tüm güzelliği ile onun sevenlerine bir hediye verdi
ve bir cenaze için güzel bir gün oluverdi....

8 Ekim 2009 Perşembe

yağmur'un getirdiği



bir bahar vakti idi sanrım
ben daha genç idim
ve yağmur vardı
gizlice ceketinin cebine bir süpriz yumurta attım
sevindi ...

öylesine sevindi ki
bana saçından bir tutam hediye etti ...
yağmur'un getirdiği ...

4 Ekim 2009 Pazar

İz'in


bulacaktır
çünkü umudun kocaman
ve hala arıyorsun
biliyorum kolay değil
izin ver yeter
ve dön ayna'ya
izlerimiz ,
hiç bir zaman bırakmayacak bizi
ama bilen, bilecek
ve görmek isteyen, görecek
izin ver yeter

30 Eylül 2009 Çarşamba

susma





Kıyıda oturmuş
lebi derya olmul o koca dünya
içinde bir küçük mırıltı
yazıyor, çiziyor, ama yine de yeterli gelmiyor
o kadar çok şey var ki
anlatılacak ...
yaşanacak ...
adım atılacak ...
kendinden korkmayacak
kendinden kaçmayacak
kendini açacak
haykırmak gibi

susma ......

29 Eylül 2009 Salı

Gece



Gece sona eriyor
martılar hazırlanıyor günü selamlamaya
henüz etraf zifir ...
ama ses'sizlik ya da ses'lilik
bakir
hiç dokunulmamış bir gün daha hazırlanıyor
şafak yakın

23 Eylül 2009 Çarşamba

Labirent




labirent misali
her attığımız adım
bir başka neden ve sonuca varıyor
adım atmamak mı ?
yoksa durmadan yürümeye devam etmek mi ?

16 Eylül 2009 Çarşamba

Ruhum




Ruhum gözlerini yumuşacık yum
kucağımdaymışsın gibi bırak kendini
ninni,
uykunda unutma beni
ninni...
Gözlerini yumuşacık yum
yeşil ela gözlerini
ninni ruhum ninni
Sen yukarda yemişli dalların içindesin,
yeşil gözlerin güneş dolu,
dudakların bala bulanmış
ben ağacın dibindeyim,
bir ayağım çukurda...
Ben senden çok önce gideceğim,
sen bensiz kalacaksın ihtiyarlığında...
NAZIM HİKMET RAN

13 Eylül 2009 Pazar

Korku




Korku dağları bekler derler ya hani
kişini kendisidir, buna izin veren aslında
belki zaman gerekiyor
belki de hiç bir zaman ...
artık eşelemek istemediğin bir şey diye

dön ve bak,
sor kendine...

11 Eylül 2009 Cuma

Zul



gölgeler, aynalar
hırslar , günahlar ve arzular
kırbaçlıyor bizi
gün ve gün kaçıyoruz
kendimizden...



4 Eylül 2009 Cuma

Şehrin ruhlarına


binbir ayrı ruh
sıkışmış bu koca şehrin içinde
zaman zaman hiç tanımadığın bir başka ruh ile
belki de zoraki bir yan yana gelme süreci içinde
aklından neler geçiveriyor ...
hemen kısa kısa hikayeler uydurulur
ve tabii ki kendine de illa ki bir pay çıkarırsın ...

oysa değil öğle ...
işin aslı yine kendi benciliğinin esiri olmuşsun
diye yakalayı veriyorsun kendini yine ...

3 Eylül 2009 Perşembe



ne garip bir şey,
bir pidenin sıkcaklığının insan'a bu kadar iyi gelmesi ...


1 Eylül 2009 Salı


Dokunuyoruz
hatırlıyoruz
ve gülümsüyoruz.
yani yaşıyoruz ...

28 Ağustos 2009 Cuma

"hiç" olmak





hiç olmak

yitmek bu diyari terk eylemek

arınmak tüm nefislerden

tüm vahşi arzu,hırs ve isteklerden uzak olabilmek

düşünmemek dünü bugünü ve yarını

hani bir noktadan bir diğerine gitmek için adım atmak gibi

başlamak yürümeğe ve durmamak bir "orada" iken

artık olmamak "orda"

düşünceleri ve belki de hürriyeti terk etmek

yani "olmamak"

hem o kadar kolay

hem de o kadar zor ...



27 Ağustos 2009 Perşembe

taş olmak


taş olmak,
dimdik karşı durmak herşeye
ölüme karşı gelmek belki
yada sadece durmak

taş olmak,
soğuk ve dilsiz olmak
hani içi yanan birine "iyi" gelmek gibi
onun yangınını dindirmek gibi
ve sadece dinlemek
tek bir kelam etmeden
yargılamadan
sadece yanında durmak

taş olmak,
haykırmak gibi
zamana karşı gelen biri edası ile
durmak sadece
o salt kütlesi ve varlığı ile
ihityacı olana destek olmak
sadece durmak...

"tüm" iyi şeylere ve güzel anlara
ithafen...

taş olmak ...




25 Ağustos 2009 Salı

Misafir

hayırdır ...
bu misafirim bu sene ikincisi oluyor
ve ansızın karşıma çıkıyor...

sıradayım bekliyorum



sıradayım, bekliyorum ...
arkada çocuklara kendi aralarında kimbilir hangi dünyaları keşif ediyorlar
önümde ben yaşlarımda bir kırmızılı kadın
o da yorgun ...


sıradayım, bekliyorum ...
havada o tanıdık ve güzenli ekmek kokusu
yirmili yaşlarında bir kadın,bir anne
yavrusuna sesleniyor
ve koşuyor hemen yanına geliyor evladı
hani o tanıdık güven duygusu işte ...


sıradayım, bekliyorum
muhittimdeyim
kendimi birazcık da olsa
bir yere "ait" hissediyorum...
gülümsüyorum.



24 Ağustos 2009 Pazartesi

yol...




yol hep vardır
bize düşen yada kalan
sadece adım atmak

yürümek bizi biz yapan herşeyden öteye
ve bizi biz yapamak için yürümek

yol iyi olmak için
yol kötüden kaçmak için
yol gölgelerden sakınmak için

kendinden mi
yoksa boşluk'tan kaçmak için mi
yol ...

iyi geldiği kesin
sadece yola vurmak kendini
ne sonunu ne da başını
yolda olmak eylemi
sadece

iyi gelen
yoksa ne sonu önemli ne da başı
kaçmak o yol boyunca herşeyden ve kendinden belki
unutmak için
yeniden güçlenmek için
ne sonu
ne de başı
sadece yürümek ve düşünmemek
düşünmemek ....

iyi geliyor
iyi geliyor
yol

ne beklentisi olur ne de hayıflanır
neredeydin diye
yoksa yine mi diye

izlersin etrafı
pür dikkat kendini
ne nefes alırsın ölmemek için
nefes alırsın ...
güçlenmek için
ses'sizlikten kaçmak için
dengeni bulmak için

sadece gitmek
sadece olmak
sadece kendin için
....




23 Ağustos 2009 Pazar

devran


nefes almak
ellerin ile sürmek toprağı
devran döndükçe her daim
elmas gibi parlatmak her günü
nadas'a bırakmamak hiçbir tarlayı ...

18 Ağustos 2009 Salı

İki dost yürek

İki dost yürek
aldılar beni ve dahil ettiler kendilerine
biraz daha büyüdü yüreklerimiz
ve dostluk ile kuvvetlendik

14 Ağustos 2009 Cuma

yürüyorum

yürüyorum
sadece yürüyorum...

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Yük olmak ne güne

yaslanmış birbirine
iki ruh her iki dünya'da

yük olmak ne güne
her gün aslında başka bir sevda ...

en güzeli de bu rüya
sonsuza değin hep aynı güzellikte...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Don Kişot

Ölümsüz gençliğin şövalyesi,
ellisinde uydu yüreğinde çarpan aklına,
bir Temmuz sabahı fethine çıktı güzelin,
doğrunun ve haklının önünde mağrur, aptal devleriyle dünya,
altında mahzun, fakat kahraman Rosinant'ı.

Bilirim,
hele bir düşmeyegör hasretin hâlisine,
hele bir de tam okka dört yüz dirhemse yürek,
yolu yok, Don Kişot'um benim, yolu yok,
yeldeğirmenleriyle dövüşülecek.

Haklısın, elbette senin Dülsinya'ndır en güzel kadını yeryüzünün,
sen, elbette bezirgânların suratına haykıracaksın bunu,
alaşağı edecekler seni
bir temiz pataklayacaklar.
Fakat sen, yenilmez şövalyesi susuzluğumuzun,
sen, bir alev gibi yanmakta devam edeceksin ağır, demir kabuğunun içinde
ve Dülsinya bir kat daha güzelleşecek...

Nazım Hikmet RAN

24 Mayıs 2009 Pazar

Huzur


sisli bir yoldan çıkıyorum
rüzgar herşeyi dağıtıyor
yere bakan yüzümü kaldırıyorum

görüyorum

uzun bir yolun sonundan gelmiş
ardında gölgeleri bırakıp
dup duru , rüzgar gibi
var olup görünmeyen
ve bir umman kadar kocaman

sadece varılığı ile
beni huzura kavuşturan
ve göğe bakmasını bilen
gören

21 Mayıs 2009 Perşembe

Ağır ağır

ağır ağır ve tek tek işleyeceksin
öğle ki her bir ilmek seninle tanış olup bereketlenecek
ağır ağır ,
ki koca umman sana kendini açsın
...

19 Mayıs 2009 Salı

Üçleme


gökten üç elma düşmüş
biri bir kediye,
uzakta bir başka kediyi düşleyen
biri bir değirmen sevdalısına
biri de;
değirmenleri devlere karşı savaşırcasına savunan bir adem oğluna

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Beyaz


hafif bir esinti ;
bir yaz akşamı sanki bir denizin öte ufkundan gelen
duru bir eda ;
bir kaya gibi sağlam
ve bir güvercin gibi bembeyaz

en güzeli de inanılmaz bir huzur ...

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Seçimler


bir labirent gibi hayat
seçimlerimiz, doğrularımız, yanlışlarımız
yürürüz içinde
bir sağa bir sola
o an nasıl götürüyorsa bizi kendimiz
kendi yaptığımız seçimlerimiz
emin olup adım atıp gittiğimiz yönlerde var
biraz korkarak adım attığımız yönlerde var
zaman zaman karşımıza gölgeler çıkar
zaman zaman yeni bir ufuklar

ama asıl olan yaptığımız tüm bu seçimlerin
ortasında yine kendimiz
her nasıl bir rota çizsede insan
tüm yollar yine kendine çıkar

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Giz



bir giz gibi adetta
aslında ulu orta olan ama
onun değerini bilenin görebileceği
paylaşılan sıcacık bir an
bir akşam sefasında

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Varlık


içinde onca şey var iken
aslında tüm hepsinin tek bir varlıkta birleşmesi

içinde tek bir ruh var iken
zaman zaman çok farklı hal'ler alması

ama özünde varlığın tek olması
ve yok olması, tüm bu gereksiz karmaşanın...

5 Mayıs 2009 Salı

Sırdaş


Deniz iyi bir sırdaştır
ve herşeyin ile kabul eder seni
ard niyet olmadan
herşeyi olduğu gibi alır ve saklar içinde


sen bir koza'ya sargılı
demek ki önünde daha da güzel zamanlar var
hep vakit yakın
herşeyi ile senin elinde.


4 Mayıs 2009 Pazartesi

Bir ezan vakti


belki ilk başlarda hani bir güvercinin ürkekliği vardı hafiften
ama değildi aslında hiç ürkeklik
olan sadece ve sadece kendisi ile barışık ve durgun

belki buyur eden de korktu onu ürkütmekten
o pencere pervazından onu kaçırabilmek ihitmali vardı

zaman geçti soğuk bir aş evi oldu sıcak bir ocak
gözler zaman zaman ateşe bakarark
dalınıp gidildi mazide kalan zamanlara

ve baş başa verilip paylaşıldı bir ezan vakti
sonrasında bir dost yürek ağırlamış olmanın keyfi ile

2 Mayıs 2009 Cumartesi

İzleğince


renklere şahit oldum
seslere ve bu devranının akışını izledim
sanki dışarıdan biri gibi
misafir gibi

gelmişim
izliyorum, görüyorum, duyuyorum
durağan herşey
renkli ahenkli

sonra bir dönme isteği hasıl oldu
en başına dönmek
güvenliğe sessizliğe, bensizliğe
belkide hiç geri gelmek istemeden
hiç olmak istedim

27 Nisan 2009 Pazartesi

Bir başına ?


kuytu bir köşede
saklı kalmış
yoksa onu görebilenler için ;
saklı kalmamış da sanki bir ışık gibi
aydınlatsın diye
bir başına...